2 Ocak 2010 Cumartesi

ANCAK BİR KIBRISLI 2


Gri demez, “gurşuni” der.

Çizgi filmlerin genel adına “miki” der.

Hoşçakal, güle güle demez, “bay bay” der.

Tüm kağıt mendillere “Kleenex” der.

Kızarmış ekmeğe “gabira” der.

Bisiklet “velespittir”, arabaysa “tomohil”...

Alışverişte “ısgonto” istediğini söyler, yani indirim.

Hangi marka olursa olsun, tüm elektrik süpürgelerine “Hoover” der.

İngiltere’nin hangi bölgesinden bahsederse bahsetsin “Londra” der.

“Biz Londra’da...” diye başlayan cümleler kurulmasını sevmez.

Yanlışlıkla birisine çarptığı zaman pardon değil, “sori” der.

Çok şaşırırsa tepki verir; “e vallahi bardon!”.

Alay ederler deyimi yerine “zefleller genni” der.

Beytambal kelimesini sever: beytambal galsın, bırak beytambalı...

Gavvole kelimesinin çeşitlemelerini kullanır: yavvorkana, yazıkana...

Bıktığında farklı söylenir; “innalahım perde!”.

Kötü kokan birisi için “davar gibi kokar, leş abbana” der.

Esrar kullananlara “gannavuri çeker” der.

En ufak bir akrabalık bağı olan kişiye bile ‘yeğenim’ der.

Yüzünü havluya değil “peşgire” siler, vücudunu ise “silecek” ile kurular.

Oje’ye “managül”, ruja “gırmızılık” der.

Haç değil, “ıstavroz” der.

Fön çektirmek deyimi yerine “zetledim saçlarımı” der.

Saç kurutma makinesine “fön makinası” der.

Arala demez, “gındır” der.

Yemeğe “domadez macunu” katar, yani salça!

Işıkları aç demez, “yakın o şavkı” der.

Anahtara “isviç” der.

Denize yüzmeye giderken “gidiyoruk yıkanalım” der.

Takım elbise giymez, “gat takım” giyer.

Gömleğe “göynek” der.

Limasol taraflarındansa “ağrır beni kolum” der...

Çöpleri atmaz, “zibilleri çıkarır”.

Kavanoz değil, “perisgan” der. (Perisgan aynı zamanda karbonatlı bir içeceğe verdiği addır.)

Yerleri silmez, “moplar”, mopu da kovaya değil “mop tenekesine” batırır.

Faraşa “kürek” der.

Kovaya ayrıca “lenger” der.

Torununa “at saggonu sırtına da üşümeyesin” der.

Birşey çabuk yapılırsa “haçanda yaptın” der.

Çok sık tekrarlayan şeyler için ise “haçana bir” der.

Çikolata, cips, şeker, gofret... hepsine de “yemiş” der.

Çikolataya “çukulet” de der, “çakulet” de...

Master derecesini bitirmiş olan kişilere “masterlik yaptı” der.

Kızarmış ekmek yemez, “gabira” yer.

Yün örmez, “iş işler”.

Kaç para demez, “kaç guruş” der.

Yaşlı annesinden bahsederken “bizim gocagarı” der.

“E mi” diye tembih etmez “aklınnan ha” der.

Kurumuş mukusa “gaggalli” der.

Kadın bağına “modes” der.

“Mısmıl” kelimesini “iyi” anlamında kullanır.

“Halt ettin” demez, “mamır ettin” der.

Mamırı “kendine gelmek” anlamında da kullanır; “Mamırla da konuşuruk”.

Gazeteye okumaz, “gazedda” okur.

Oyun kağıtlarına “ısbasdra” der.

Limonata içmez, “leymonadda” içer.

Bahçesinde “mahsıl” meyveler yetiştirmeyi sever.

Kaplumbağalara “tosbağa”, köpeğe “guli”, tavuğa “bulli”, ağustos böceğine “cırlavık”, kuzuya “meci”, sümüklüböceğe “garavolli”, kertenkeleye “mişaro”, uğurböceğine “babavura” der.

Gaco kelimesini kullanır.

Ne yapıyorsun demez, “napan” der. Napan kelimesini aynı zamanda nasılsın anlamında da kullanır.

Ahbap demez, “bariya” der.

İpe”ısbaho” der.

Ayakkabıya “potin”, açık terliğe “babıç”, kapalı terliğeyse “bandofla” der.

Pişmaniyeye “sakal helvası” der.

Birisi çok konuştuğunda “haspa çıkar” ya da “ziligurti çıkarasın” der..

Elektriğe “ceryan” der.

“Araba basıyordu kadını ” der, araba çarpıyordu demez!

Büyükanne, büyükbaba yerine “nene, dede” der.

Mandalinaya “yusuf”, kavuna “gavın”, limona “ekşi” der.

Tasa demez “gaile ya da gayle” der.

Faik adına “Fayık”, Ebru’ya “Epru” Ahmet’e ise “Amed” der. Kıbrıs’a da Gıprız!

Kullandığı birçok kelime daha vardır, yaz yaz bitmez.... bavuri, gurgura, gancelli, maşrabba, letsa, seki, fanella.............

EBRU CEM
BABAVURA - HAVADİS GAZETESİ - 27 EYLÜL 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder